25 Aralık 2011 Pazar

2012 İş Kadını Nasıl Görünmeli?






2012'de saten elbiseler iş kadınlarının dolaplarını süsleyecek. Eteklerde pile kullanımı yaygın. Kıyafetinizi kürk bir parça ile zenginleştirebilirsiniz.






Yüksek bel pantolonlar gömleklerle gayet şık görünüyor.







Saten gömlekler çok asil ve şık, yüksek bel pantolon ve eteklerle kullanılıyor.







Renkler genellikle kiremit, toprak renkleri ve mavi.








Triko elbiseler iş kadınlarının kurtarıcı parçası haline gelebilir.





İş ortamında ve dışarıda giyebileceğiniz, rahat edebileceğiniz kıyafetler.

Yüksek Bel'e Merhaba.






2012 Yüksek bel etek ve pantolonların yılı olacak. Çok ilginç tasarımlar var, yüksek bel kalem etekler iş ortamı için oldukça uygun. Görselde kısa paçalı yüksek bel pantolon marjinal tarzı benimseyenler için ideal.




Yüksek bel pantolonlar kısa ceketlerle tamamlanıyor.






Bu yılın iki trend parçası; yüksek belli ve bol paçalı pantolon ile saten / tül gömlek. Bence harika bir tamamlayıcı olmuş, sade ve şık.







Görselde yüksek bel pantolonun saten kumaşla kullanıldığını göreceksiniz.

2012 Elbiseleri










Bu yıl vitrinlerde payetli elbiseler göreceğiz ve onları çok ama çok seveceğiz. Genellikle gümüş / siyah renklerde göreceğimiz payetli elbiseler yıldız ve çubuk çizgili olacak.







Etek boyları genellikle kısa olacak ve etek altında transparan/tül kullanımı yaygın olacak.








Payet elbiselerde ki çizgi desenlere bir örnek.







Dantel elbiseler de 2012 de severek giyeceğimiz kıyafetler arasında olacak. Genellikle göze çarpan renkler siyah ve beyaz dantel kumaşlar. İki renkte de çok başarılı tasarımlar var.

23 Aralık 2011 Cuma

Bayanlar! Deri ve kürkleriniz hazır mı?

Bayanlar, 2012 yılında dolaplarımızdan deri ve kürk parçaları eksik etmeyeceğiz.  Yandaki görselde kürk yelek ve leopar bluz kullanılmış, marjinal. Pantolon tercihi kısa paça ve dar kesim olabilir, ince topuk ayakkabı ile tamamlarsanız harika bir görünüme sahip olabilirsiniz. 









Şortlar tercih sebebi, özellikle deri parçalı bluzlarla tamamlıyorsanız. Deri şortları da bolca göreceğiz.






Deri elbiseler dar olsun kloş etek olsun fark etmiyor. Deri elbise giymeden bu yılı geçirmeyi düşünmemelisiniz.











Deri çizmelerin boyu diz kapaklarını örtüyor. İnce bağcıklar çizmelere estetik kazandırıyor. İddialı ve çekici...

10 Kasım 2011 Perşembe

İçgüdülerinizi Geliştirin / Satış Pazarlama Dünyası



Kendi mesleğim olduğu için söylemiyorum ; bu mesleğin içinde birçok yetenek gizlidir. İyi bir pazarlamacı karşısındakine güven vermeli, ilgi çekici olmalı, espri yapabilmeli, empati kurabilmeli, pratik zekalı olmalı, insan ilişkilerinde başarılı, sabırlı olmalı.  Kolay dialog kurmalıdır, anlayabilen, anladığını yorumlayabilen, yorumladığını kendi amacı ile harmanlayarak karşısındakine sunabilmelidir. İyi bir satışçı ise pazarlamacının açtığı yolda zarar vermeden kaymalı, empati kurmalı, önceden kurulmuş ilişkiye zarar vermeden karşısındakini verdiği ipuçları ile tanımalı, insanlara istediğini vermeli ve satışı gerçekleştirmelidir. Mesajını karşısındakini rahatsız etmeden, karşısındaki kişinin iç sesi gibi vermeli, kafasından geçenleri tahmin etmeli, boğucu ve kafa karıştırıcı olmamalıdır. Asla çok konuşarak satış yapılmaz, çizgi çok iyi korunmalıdır, çok konuşmak hata yapma riskinizi yükseltir.  Pozitif olun, olumlu enerji verin. Ürününüzü veya hizmetinizi çok iyi bilmeli, konuşurken cümleleri zamansız bölmemelisiniz. Karşınızdaki kişiyi dinlemelisiniz, mesaj kaygısı taşırsanız dinlemek güçleşecektir.  Mesajınızı sohbetin arasında doğal ve hissettirmeden vermelisiniz. Orada bulunma sebebinizin insanları kandırmak değil, ihtiyaçlarına çözüm bulmak olduğunu unutmayın.
Satışın en zor kısmı kendi duygularınızdan sıyrılıp, karşınızdaki kişinin duygu ve düşüncelerine bürünmektir, bu geliştirilebilen bir sanattır. İyi dinlemeli, gözlemlemeli ve kısa sürede bakmanız gereken açıyı yakalamalısınız. Artık karşı tarafın penceresinden bakıyorsunuz, bu ürün ya da hizmeti neden satın almak isteyeceğinizi düşünün ve bu nedenleri mantıklı sonuçlara bağlayacak şekilde konuşun.
Herkes satın almak ister, hepimiz ihtiyacımız olsun ya da olmasın her zaman birinin bizi ikna etmesine açığızdır, bunu ister ve bekleriz. Önemli olan karşımızdaki kişinin bizim kurallarımızla oynamasıdır, bizi ve ihtiyacımızı anlaması ve bize gereken cevapları vermesidir. İkna edilmek isteriz, bu insanların doğasında vardır. Duymak istediklerimizin biz sormadan anlatılmasını, hissettiklerimizin gözlerimize bakarak anlaşılmasını isteriz, hepimiz insanız. Hepimizin ortak noktaları ve istekleri vardır.
Satış ve pazarlama bu ortak noktaları iyi bilmek ve kısa sürede sezmekten geçer. Bu da insanı bilmekten…  İçgüdülerinizi geliştirin, insanları gözlemleyin ve onları tanıyın. Sürekli yeni insanlar tanımalı ve onları sıkılmadan dinlemelisiniz. Sorular sormalı ve ne hissettiklerini çözmelisiniz. Artık insan karakterlerini ayırt etmemizi sağlayacak pazarlama stratejileri ve eğitimleri veriliyor. İnsanları görsel özelliklerini kullanarak tanıma konusunda bazı ipuçları veriliyor, mesela görüşmeye gittiğiniz kişinin masasında olan kişisel eşyalardan, ofis gereçlerinin dağınık mı düzenli mi olduğundan ya da kıyafetinden, gülüşünden, el ve kol hareketlerinden, yaşından, konumundan, cinsiyetinden bazı ipuçları elde ediyor ve iletişiminizi bunlar doğrultusunda geliştiriyorsunuz. Elbette bunlar bu işi yapan herkesin bilmesi ve öğrenmesi gereken şeyler.  Yalnız inanışım bunları ezberlemekten çok hissetmemiz ve çoğu zaman içgüdülerimizle karar vermemiz gerektiği yönünde. 
Satış- pazarlama ruhumuzu, aklımızı ve zekamızı birleştirebildiğimiz zevkli bir meslektir. İkna etmek için önce kendi zihnimizde ikna olmalıyız. Sürekli kendimizle verdiğimiz bir mücadele olmalı, asla tamam her şeyi biliyorum dememeliyiz. Satışçı egolarından arınmalı ve alçakgönüllü olmalıdır.
 Satış; duygusal ve zihinsel gelişimin süreklilik arz ettiği nadide bir meslektir. İnsanları tanıdıkça ve insan doğasını anladıkça gelişirsiniz. Bu yetmez, birçok konuda bilgi edinmeniz gerekmektedir, insanla ilgili her konu ilginizi çeker, çekmelidir. Satış uyuşturucu gibi bünyenizi sarar, inanılmaz bir kişisel haz verir. Başardıkça daha fazlasını istersiniz, satışçı doymak bilmez, bu kişisel hazzın dozunu arttırmak istersiniz. Zirve diye bir şey yoktur, gelişim gibi sürekli bir haz aracıdır.
Benim gibi bu mesleğe aşıksanız insanları yüzeysel tanımayın, derine inin, hissedin. Kendinizi ve içgüdülerinizi geliştirin.

8 Kasım 2011 Salı

Sınırları kaldıran cesarettir.

Derin bir hayal kuyusunun içindeyken uyanmak istersin, gerçekle yüzleşmek. Hayat yavaşlamaya başlar, madde değerini yitirir. Gerçekle hayal birbirine karışır ve hayallerin gerçek, gerçeklerin de hayal olur. Okyanusun derin sularında yüzmek mi zor, yoksa kuş olup gökyüzünde süzülmek mi? Bir küçük yaprağın hayatta kalma çabasını kim görür? Yaprağın bir mevsimlik ömründe usanmaksızın güneşe ulaşma  mücadelesi, onun bu sabrı sayesinde açan çiçekler. Uyanış zordur, cesaret ister. Uyumakta kolay değildir, sunulandan fazlasını göremezsiniz,  sınırların bellidir, fazla uzağa gidemezsin. Doğduğumuzdan beri yapmak zorunda olduğumuz seçimlerden biridir uyanış, cesurların sınavı. Hiçbir sınır yoktur artık, ruhun sınırı beden yoktur, madde yoktur, işte sınırsız özgürlük, işte aşk, işte yaşam budur.


Derin düşünüp derin sevmek,
Derin sularda yüzmek,
Derin bakıp, derinin altını görmektir yaşamak.
Nefes al, nefes ver, nefes al, nefes ver,
Nefesimi geri ver...

3 Kasım 2011 Perşembe

Ruhuma dokunan zerafet...

Bugün ruhuma senin sayende zerafet dokundu. İçim, kalbim yumuşacık kadife gibi hassas bir dokunuşla mana alemine sürüklendi. Bir süredir peşinden koştuğum şeylerin ne kadar anlamsız olduğunu gördüm, hırsıma yenik mi düşüyorum? Para kazanmalıyım, iyi bir mevkii sahibi olmalıyım,kariyer, her adımdan sonra önüme çıkan bir adım daha. Biraz daha, biraz daha yükseğe dokunmalıyım. Sonu görünmeyen uzun bir merdiven var önümde...

Bugün çok zarif, nazik, ince bir ruh kalbime dokundu, kendi gibi zarif ve alçak gönüllü hediyesi ile bana kaybetmek üzere olduğum Gül'ü hatırlattı. Bir süredir kendimden başka bir şeyle ilgilenmediğimi, mana alemini terk ettiğimi, bana ait olmayan şeyler için ömrümü, az olan değerli zamanımı tükettiğimi. Kendimi geliştirdiğimi zannederken bir yandan sürekli kendimden, vicdanımdan, merhametimden azalttığımı.

Sevmeyi unutuyorum, bencilleşiyorum ve korkuyorum. Bencilleştikçe yalnız kalıyor, yalnız kaldıkça daha çok korkuyorum.

Bugün ince bir ruh derine bakan masmavi gözleri ile elimden tutup beni bencillik çukurundan çıkardı, sevgi dolu hali ile beni kaybetmek üzere olduğum Gül'e götürdü. Bir kitap ve zarif, beyaz bir kedi biblosu bana parayla ölçülemeyecek kadar mutluluk verdi. Mana dolu o mavi gözlerde kayboldum...

Ten fanidir, can ölmez
Çün, gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür
Canlar ölesi değil ( Aşık Yunus)

2 Kasım 2011 Çarşamba

Buzdolabınızla oturun, konuşun.. Bu işi adam gibi yapıyorsa yapsın yoksa!


Buzdolabım yakın zamanda sorun çıkarmaya başladı. Fazla buzlanıyor, içerisinde su kabarcıkları oluşturuyor ve sebzeleri çabuk bozuyordu. Uzun yıllardır birlikteydik, emektar yıllardır benimle çalışıyordu, bayağı uzun yıllardır... Reklamlarda hep görürüz; A sınıfı enerji tüketen çamaşır makinesi, A+ enerji tüketen buzdolabı, enerji tüketiminizi kontrol altına alın diye. Enerji tüketimi açısından ürünler arasında büyük farklılıklar olduğunu düşünmezdim doğrusu, ne kadar çok ya da az enerji tüketebilirdi ki bir buzdolabı?


Buzdolabımdan ümidi iyice kesince ve rokfor peynirim bozulunca kan beynime sıçradı, artık ondan kurtulmalıydım. Çok sevdiğim peynirlerim, biberlerim, taze kekiklerim ve nanelerimle daha fazla zaman geçirmek istiyordum. Evimin yakınındaki AVM'de buldum kendimi, Bosch bayisine girdim. Hydro fresh ve chiller safe özelliği olan bir buzdolabı seçtim, artık besinlerim en az iki kat uzun ömürlü olacaktı. Ürünü tanıtan beyefendi uzun uzun enerji tüketiminden de bahsetmişti ama beni ilgilendiren bir mevzu değildi, gerçekliğinden emin olmadığım için dinlemedim bile.


Genelde evime gelen elektrik faturası 80 TL nin altına düşmez, düştüğü görülmemiştir. Yeni buzdolabımla ve taze sebzelerimle mutlu mesut yaşarken elime geçen elektrik faturası gözlerimi faltaşı gibi patlattı. Elektrik faturamın ödenecek tutar kısmında 65 TL mi yazıyordu? Eski bir buzdolabının bana yıllardır yaptığına da bakın siz! Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama A+ enerji tüketimi denen birşey varmış :) ve faturanızı ilk gördüğünüzde yaşadığınız şoku atlattığınızda, içinize yayılan sıcaklığı hissedeceksiniz.

1 Kasım 2011 Salı

Niyetin ve kısmetin bambaşka olur kimi zaman...

Yıllar önce kendimi çok yalnız ve çaresiz hissettiğim bir zaman yaşadım; sevgilim Londra'ya yerleşmişti, bu işin sonu ayrılıktı. Benim gibi güzel ve akıllı bir kız nasıl terkedilebilirdi ki... Hayatımın ilk hayal kırıklığını yaşarken günler geçmek bilmiyordu, kendime oyalanacak ve bana o anki hislerimle bu rezil durumumu unutturacak bir yenilik gerekliydi.
Derken, aklıma parlak bir fikir geldi; Bireysel Latin Dansları... İşte aradığım şey buydu; sıcak latin dansları, aşk ve büyü kokan yeni bir dünyaya açılan bir pencere olacaktı benim için. Evet, orada masallarda yaşayabileceğim kadar büyülü bir aşk beni bekliyor olmalıydı, bunu hissedebiliyordum. Hemen gidip İstanbul'da ki en iyi latin dans kurslarından birisiyle görüştüm. Hayallerimi dans etmeye gelen birçok yalnız, yakışıklı ve estetik erkek, bakımlı ve güzel bayanlar süslemeye başladı. Evet, en sonunda hayatım boyunca sürdürebileceğim bir aktivite bulmuştum. Hem çocukluğumdan beri de dans etmeyi seviyordum, bu da bir işaret olmalıydı. Tolga Han dans kulübünden 3 aylık bir program satın aldım, almak zorunda kaldım çünkü en az 3 ay süreli program satın alarak başlayabiliyordum. 
İşte dansa başlayacağım ilk gün gelip çatmıştı, iyice heyecanlıydım. Bambaşka harika bir sosyal çevre kollarını açmış beni bekliyordu. Yeni kıyafetler alındı, saç modeli değiştirilip her türlü bakım tamamlanınca Tolga Han'ın yolunu tuttum. Kapıdan girdiğimde karşılaştığım ortam da çok renkliydi, farklı danslarla ilgilenen birçok insan dans kulübünün kafeteryasını doldurmuştu ama bir yanlışlık mı var? Biraz fazla kadın vardı sanki, herhalde yakışıklı erkekler henüz gelmemiştir diye avundum, derse 15 dk var henüz. 
Zaman geldi, 20 kişilik yeni dans arkadaşlarımla tanıştım. :) Yirmi adet sevgilisinden yeni ayrılmış, yalnız ve bakımlı bayan arkadaşım olmuştu :) Pardon sanırım bir tanesi zayıflama amaçlı başlamıştı, diyetisyeni dansı önermiş... 
O an hayal gücümün bana oynadığı küçük oyunlarla nasıl başa çıkabileceğimi anlamaya başladım. İnanılmaz bir hayal gücüm vardı, gerçeklerle karşılaşmak istemeyen, oyuncu ve unutkan. Evet, aşk acımı unutmuştum, sanırım bu hayal ve heyecan depresif halimi alıp götürmüştü. Üstelik şimdi yeni saç modelim ve full bakımlı halimle çok daha fazla ilgi çekiyordum :)

Her şey her zaman hayal ettiğiniz gibi olmayabilir ama hayalleriniz sizi içinde olduğunuz en kötü durumdan kurtarabilir. Hayal edin ve hayallerinizin ardından gidin. Bırakın hayalleriniz size yeni patikalar, yeni yollar açsın....


31 Ekim 2011 Pazartesi

Ceket - Pantolon mu giymeniz gerekiyor?





Merhaba,

İş hayatında birçok durumda ceket ve pantolon giymemiz gerekiyor. Eğer böyle bir gün ise klasik siyah, kahverengi ya da koyu gri ceketlerin biraz dışına çıkabiliriz. Kendinizi tarz olarak klasiğin dışına çıkarmak istiyorsanız ama aynı zamanda ciddiyetinizi de korumak zorundaysanız fotoğraftaki ceket Koton'dan. Ceket kuşgözü desenli, yakası hareketli. Omuzları dik gösteren kesimi ilgi çekiyor. Ceketin arkasında bir fiyonk var. Ceketin içindeki pudra pembesi body Adil Işık'tan. Pantolon da kuşgözü desen ve Koton marka. Herkese iyi toplantılar, iyi çalışmalar dilerim.

Sevgiler, Çikeleta

Kırmızı içimizi ısıtıyor



Merhaba,

Bugün soğuk havalara yakışan bir renk giydik, kırmızı. Kırmızı kalp dostudur :) üstelik insanın içini ısıtır, sıcaktır. Fotoğraftaki kazak Fashion'dan, rahat olduğu kadar iyi de hissettiriyor. Kazağı siyah tayt ile kullandık, fotoğrafta kullanılan tayt Adil Işık'tan. Esnekliği ve kendinden hafif deseni taytın kullanılırlığını arttırıyor. Rahat düz çizmeler ile iş yerinde, ofiste rahatlığınızı garanti ediyoruz.

Sevgiler, Çikeleta

27 Ekim 2011 Perşembe

İş hayatında her şeye hazırlıklı olun.

Bugün ilginç bir hikayem oldu. Bir kargo firması ile toplantım vardı ve yerleri Mecidiyeköy'de Dereboyu Caddesinde. Oradaki trafik ve park sorununu hayal edebiliyorsunuzdur. Çıkmadan önce cep telefonum ile firma yetkililerinden yer tarifi aldım ve bu tarifi aldıktan sonra gideceğim yere ulaşmam çok sürmedi.

30 numaraya geldiğimde tahmin ettiğim gibi park yapacak hiçbir yer kalmadığını görüp panikledim. O sırada bir beyefendi elini salladı ve eliyle telefon işareti yaptı. Bana hemen ara sokakta ayrılan bir park yeri gösterdi, inanılmaz bir mutlulukla park ettim. Gideceğim firma beni park yeri göstermek için kapıda beklemiş, çok nazik buldum bu davranışı.

Arabadan indim ve çok teşekkür ettim, kendisi ile telefonda görüştüğümüzü ve park sorununu konuşurken bir yandan da ofislerine doğru merdivenlerden çıkıyorduk.

O anda beyefendinin cep telefonu çalmaya başladı, uzun uzun cep telefonuna baktıktan sonra bana dönüp; Siz Elif Hanım değil misiniz? dedi :)

Ben Gül dedim, şimdiden söyleyeyim arabayı park ettiğim yerden almam :)))


Bu hikaye ile şunu anlatmak istiyorum; iş hayatında herşeye hazırlıklı olmalısınız. Başınıza heran, herşey gelebilir. Önemli olan böyle durumlarda soğukkanlılığınızı koruyarak dezavantajı avantaja çevirebilmektir.

Sevgiler,

Kibar ve sade sonbahar kıyafetleri





Bugün bayanların kibar naif tarafını ortaya çıkaracak rahat bir kıyafet sergiliyoruz. Bluz MNG 'den, Çok hafif ve yumuşak bir kumaş, eminim memnun kalmayan olmayacak. Sonbahar için hafif kumaşlar bulmak biraz güç oluyor biliyorum. Yakaya verilen hafif dekolte ve düğmeler çok hoş bir hava vermiş.
Fotoğraftaki gibi dar kesim bir pantolon ya da boru paça kumaş pantolonlarla harika uyum sağlayabilir.
Sevgiler,

21 Ekim 2011 Cuma

İş kadını iddialı ve şık olmalı.



 Merhaba,

Fotoğraftaki etek, bluz ve çizmeler Koton'dan. Koton'un sonbahar-kış kreasyonundan tasarladık. Bluz kısım kısım tülden oluşuyor, bel kısmından ince bir lastik ile bele oturtuluyor, buda dökümlü bir hava veriyor. Etek bluzu mevsimsel olarak tamamlayan bir kumaşa sahip. Çizmeler ise kıyafet ile tam bir uyum içerisinde. Bu kreasyonla iddialı bir iş kadını görüntüsüne sahip olacaksınız. 

Sevgiler,
Çikeleta,

16 Ekim 2011 Pazar

Bioenerji ; Muhteşem Keşfim



Merhaba,
Harika bir haftasonu geçirdim, bana bu kadar heyecan ve mutluluk katan yenilik yeni keşfim Bioenerji oldu. Florya'da bir Spa merkezine gittim Flowers, oldukca temiz ve düzenli bir merkez içeride Türk hamamı, sauna, tuz odasi, havuz, jakuzi, şok banyosu, buhar odasi, spor merkezi, masaj ve bioenerji uzmanlari var. Türk hamami sauna, buhar banyosundan sonra Bioenerji' yi denemek istedim, cok dogru bir karar vermisim. Yarim saatlik bir seans bile vücudumdaki tüm negatif enerjiyi aldi, mutluluk hormonlarim zirve yaptı. Sessiz bir odada çakra müzigi, mumlar ve guzel kokular eşliğinde auranizi dengeliyorlar.
Bioenerji hakkinda biraz bilgi vermek istiyorum;
Bioenerji’nin kelime anlamı; doğal olan enerjidir. Vücut içerisinde devamlı bir titreşim ve düşük voltajlı elektromanyetik akım vardır. Elektromanyetik akım; fiziksel bedenle sınırlanmamıştır. Böylece, bir bedenden diğerine akış yapılabilir. Bu elektromanyetik akım; bedenin sağ tarafında toplanmıştır. Bioenerji akışı insanla sınırlı değildir; tüm maddeye akar. Bitkilerin insanlarınkine zıt bir kutbu vardır; onlarla aramızda hür bir kanal açılır.
Sağlıklı bir vücutta negatif bir enerji bulunmaz. Vücudun herhangi bir yerinde problem varsa; o bölge negatif enerji üretmeye başlar. Daha doğrusu; beyin ile o bölgenin iletişimi kopmuş demektir. Demek ki; bedenimizin tümünü ayakta tutan beynin düşünce ve yapılandırma bölümü ile aradaki bağı kopartmamak lazım.
Bioenerji Ugulamaları
Vücudumuzda bulunan elektrik akımı beden etrafından bir alan oluşturuyor. Buna “aura” deniyor. Aura artı ve eksi elektriklerden oluşuyor. Bu iki akımın dengede olması vücut sağlığı için şart. Denge bozulduğunda ise sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Normalde enerji dengesi akupunktur iğneleriyle sağlanırken bunun bir başka yolu da güçlü enerjisi olan insanın daha zayıf enerjili bir insana enerjisini aktarması. Bu enerji aktarımının doğru bir şekilde yapılması ise ancak Bioenerji Uzmanı tarafından doğru bir şekilde enerji verilerek yapılabiliyor.

Herkese şiddetle öneriyorum,
Sevgiler,
Çikeleta

14 Ekim 2011 Cuma

Elegant Sonbahar Kıyafetleri






Merhaba, fotoğraflardaki elbise Zara'dan. Yakasındaki işlemeler elbiseye detay katmış, hareketli ve şık görünüyor. Tek parça ve sade elbiseler size zerafet ve şıklık katacaktır. Elbiseyi ten rengi ya da siyah ince çorapla tamamlayabilirsiniz. Siyah/ gri babet ya da siyah/gri topuklu ayakkabı ile hem rahat hem de şık olacaksınız.

Sevgiler,
Çikeleta,

13 Ekim 2011 Perşembe

Mavi Siyah Bahar Havası



Merhaba, bugünkü kıyafeti kendim de çok sevdim, çok rahat ettim. Hem baharlık, hem kendinizi iyi hissettirecek renkler, hem de yumuşak kumaşlar. 

Kazak Adil Işık'tan. İnce ve şık, omuz kısımları hareketlendirilmiş. Kot etek Koton'dan, yumuşak bir kumaşı var, rahatsız etmiyor. Belindeki kahverengi kemer şık. Siyah topuklu ayakkabı ile ofiste ya da akşam arkadaşlarınızla buluşurken taşıyabileceğiniz bir kıyafet halini alıyor. 

Sevgiler,
Çikeleta,

12 Ekim 2011 Çarşamba

Klasik Bir Sonbahar Havası






Merhaba, klasik görünmek isteyeceğimiz günler de olacaktır. Fotoğraflarda bahar aylarına uygun klasik ve şık bir kıyafet görüyorsunuz. 
Gömlek Huzur Giyim'den alındı. Özellikle dökümlü tül kollar çok başarılı. Yakadaki fırfır dekolteye hareket veriyor. Gömleğin alt kısmı siyah saten vücuda oturuyor. 
Pantolon Adil Işık'tan. Dar paça, siyah topuklu ayakkabı ile çok uyumlu. Pantolon olarak boru paça kumaş ta tercih edilebilir. 

Sevgiler,
Çikeleta,